Sağlık merkezimizde yapılan uygulamlar arasında Enjeksiyon Uygulaması da vardır. Enjeksiyon uygulaamasını dilerseniz evinizde, dilersenizde merkezimizde yaptrabilirsiniz. Enjeksiyon uygulamasının ne kadar önemli olduğunu alt bölümde açıklamaya çalıştık, kafanıza takılan sorular olursa veya da enjeksiyon uygulaması yaptırmak isterseniz bizimle iletişim kurabilirsiniz.
 
Enjeksiyon Nedir Nasıl  Uygulanır?
 
İnsan vücudu kusursuz bir yapı ve amacı her koşul altında yaşamını yani kendisini korumak. Hiç düşündünüz mü? Neden kabakulak, kızamık, suçiçeği gibi hastalıkları sadece bir kez geçiriyoruz? Cevap elbette, bağışıklık sistemimiz. Hastalığı geçirirken vücudumuz hastalığın mikrobunu yenebilmek için ciddi bir savaş veriyor. Bu savaşta ana silah ise ürettiği antikorlar.
 
Difteri, Tetanoz, Boğmaca, “DTB” Aşısı
 
Ülkemizde rutinde kullanılan bu aşının içindeki boğmaca aşısı ” tüm hücre aşısı” denilen alı olup, besiyerinde üreyen bakteri ve toksininin formaldehid ile inaktive edilmesi yöntemiyle yapılamktadır. Bu aşı uygulanan çocuklarda sıklıkla ( % 10-50 ) oranında enjeksiyon yerinde kızarıklık, şişlik, ağrı, hareket kısıtlılığı, ateş, ağlama görülmektedir. Nadiren de yüksek ateş ve konvulsiyon görülmektedir. Gelişmiş sanayi ülkelerinde asellüler boğmaca aşısı (aB) kullanılmaktadır. Asellüler boğmaca aşısında yan etkiler 5-10 defa azalmaktadır. Ancak bu aşı oldukça pahalı olup bakanlığa bağlı sağlık merkezlerinde rutinde kullanılmamaktadır. Bazı tıp fakültesi aşı polikliniklerinde ve özel muayenehanelerde ücretini kendi ödeyenlere uygulanmaktadır. Asellüler boğmaca – Difteri – Tetanoz aşısı ileriki yıllarda bol üretilerek fiyatı düşürülürve ülkemiz ekonomisi düzelirse, o zaman bu aşı rutin uygulamaya girebilir.
 
Kızamık ve Kızamıkçık, Kabakulak “KKK” Aşısı
 
Ülkemizde rutinde “Sağlık Bakanlığına bağlı kurumlarda” yalnız kızamık aşısı tablodaki gibi kullanılmaktadır. Ancak gelişmiş ülkelerin hepsinde ve gelişmekte olan ülkelerin bir kısmında ( Doğu Akdeniz bölgesindeki 23 ülkeden 8 inde) KKK aşısı kullanılmaktadır. Ülkemizde de bir çok tıp fakültesinde ve özel muayenehanelerde aşı ücretini kendi ödeyenlere 12-15 ayda ilk aşı ve okula başlarken (4-6 yaş) ikinci aşı “rapel” yapılmaktadır. Konjenital kızamıkçığa bağlı sakatlıkları ve kabakulak komplikasyonlarını (ensefalit, sağırlık, orşit gibi) önlemek için bu aşının bir an önce rutine girmesi önerilmektedir.
 
Suçiçeği Aşısı
 
Suçiçeği tüm dünyada ve ülkemizde yaygın olarak görülen, çocukluk çağının en bulaşıcı hastalıklarındandır. Hastalık çok bulaşıcı olduğu için aşı yapılmayan toplumlarda insanların % 90 dan fazlası yetişkin çağa gelmeden hastalığı geçirmektedir. Türkiyede her yıl 1.2 milyon civarında çocuk goğmaktadır. Bu çocukların % 90 dan fazlası 18 yaşından önce su çiçeği geçirdiğine göre ülkemizde yılda ortalama 1 milyon su çiçeği hastalığı görüldüğünü söyleyebiliriz. Suçiçeği geçiren çocuğun yuva, kreş ve okula gitmemesi gerekir. Suçiçeğinden sonra streptokok ve stafilokokların neden olduğu invazif yumuşak doku enfeksiyonları sık görülmektedir, ayrıca pnömoni, akut serebellar ataksi (1/4000), enesefalit, Reye sendromu, hepatit, glomerulonefrit, artrit, osteomyelit, myokardit, trombositopeni, purpura fukminans, dissemine intravaskuler koagülasyon (DİK) nadir de olsa görülmektedir. Lösemili, malign tümörlü, immün yetmezlikli çocuklar ile, immünoterapi, radyoterapi ve kortikoterapi gören çocuklar su çiçeğine yakalanırsa hastalık çok ağır, hatta ölümcül seyretmektedir.